Ana içeriğe atla

10. Sınıf Tarih - İstanbul'un Fethi ve Fethin Dünya - Türk Tarihi Açısından Sonuçları

 İçindekiler

Fethin Nedenleri
Fetihe Hazırlık
Bizansın Fetihe Hazırlıkları
FETİH
Fethin Sonuçları - Türk Tarihi Açısından
Fethin Sonuçları - Dünya Tarihi Açısından

 Fethin Nedenleri

  • Bizans‘ın, Osmanlı Devleti‘nin Rumeli’deki ilerlemesine ve büyümesine engel olması.
  • Bizans’ın Anadolu beyliklerini Osmanlı Devleti’ne karşı kışkırtarak Anadolu’daki Türk birliğini bozmaya çalışması.
  • Bizans’ın Osmanlı şehzadelerini kışkırtarak Osmanlı Devleti’nde taht kavgalarına neden olması.
  • Bizans’ın, Avrupa-Hristiyan dünyasını kışkırtıp Haçlı Seferleri’ne zemin hazırlaması.
  • Anadolu ve Rumeli toprakları arasındaki bağlantının sağlanabilmesi için İstanbul’un alınmasının gerekmesi.
  • İpek Yolu’nun Avrupa’ya açılan koluna hakim olmak.
  • Kara ve deniz ticareti bakımından İstanbul’un önemli bir konuma sahip olması.
  • Boğazlar yolu ile ekonomik canlılığın mevcudiyeti.
  • Anadolu ve Rumeli arasındaki askeri geçişin kolaylaştırılmak istenmesi.
  • II. Mehmed’in, Hz. Muhammed’in; ”İstanbul elbet feth olunacaktır. Ne güzel kumandandır o kumandan ve ne güzeldir o askerler” hadisine layık olabilme düşüncesi.

İstanbulun Fethi Ve fethin Dünya - Türk Tarihi Açısından Sonuçları


Fetihe Hazırlık

  • Hıristiyan aleminin Bizans’a yardım etmesini engellemek için bazı Avrupa ülkeleri ile antlaşmalar yapıldı.
  • Anadolu Hisarı’nın karşısına Rumeli Hisarı yapıldı. Bu hisarın yapılma nedeni Balkanlar’dan Karadeniz yolu ile yapılabilecek yardımları kesmek ve Boğazları kontrol altında tutmaktır.
  • 400 parçalık bir donanma meydana getirildi.
  • Muslihiddin, Saruca Sekban ve Macar Urban’a büyük kuşatma topları döktürüldü.

Bizansın Fetihe Hazırlıkları

  • Avrupa’dan destek alındı.
  • Haliç’in ağzına zincir gerildi. Haliç’e girilmesi engellendi.
  • Surlar tamir edildi.
    İstanbulun Fethi Ve Fethin Türk - Dünya Tarihi Açısından Sonuçları

FETİH

1451 yılında tahta oturan Fatih Sultan Mehmet, o dönem 19 yaşındaydı. Avrupa'da birçok kişi genç padişahın başarılı olamayacağını ve Balkanlar ve Ege'deki Hristiyan güçlere karşı yenileceğini öngörüyordu. Fatih Sultan Mehmet'in Avrupa'ya karşı olan sakin tavrı da bu düşünceyi destekliyordu fakat düşünceler ve davranışların birbirinden farklı olabileceği hesaba katılmamıştı.

Mehmet gerekli hazırlıkları tamamlaya­rak şehri karadan ve denizden 6 Nisan 1453’te kuşattı.72 parçalık bir do­nanma kızaklardan kaydırılarak Haliç’e indirildi. 53 gün süren kuşatmadan sonra 29 Mayıs 1453 tarihinde İstanbul’un fethi gerçekleştirildi.

FETHİN SONUÇLARI

Türk Tarihi Açısından

  • Osmanlı Devleti’nin Kuruluş Dönemi bitti, Yükseliş Dönemi başladı.
  • İstanbul’un Fethi ile Osmanlı Devleti’nin Anadolu ve Rumeli toprakları arasındaki Bizans’ın yarattığı tehlike ortadan kalktı.
  • İstanbul’un Fethi ile Karadeniz’i Akdeniz’e bağlayan ticaret yolları ele geçirildi.
  • İpek Yolu’nun Avrupa’ya giden kolu ele geçirildi.
  • II. Mehmed ülke alan, ülke açan anlamına gelen ‘Fatih’ ünvanını aldı.
  • Osmanlı Devleti’nin İslâm Dünyası’ndaki saygınlığı arttı. İslam coğrafyasında bulunan bilim adamları ve alimler İstanbul’a gelmeye başlamışlardır.
  • Fener Rum Patrikhanesi Osmanlı himayesine girdi.
  • Osmanlı Devleti imparatorluk hâline geldi ve İstanbul devletin başkenti oldu.(Yıkılışa kadar İstanbul başkent olacaktır.)
  • Osmanlı Devleti’nin Anadolu ve Rumeli toprakları arasındaki engel ortadan kalktı ve toprak bütünlüğü sağlandı.
  • İstanbul Boğazı, Karadeniz Ticaret Yolu Osmanlı Devleti’nin denetimine geçti.
  • Türklerin Avrupada ilerleyişi hızlanmıştır.
  • Sadece Müslümanlardan oluşan bir devlet değil  farklı milletlerden oluşan bir yapıya geçilmiştir.
  • Hristiyanların şehirde kalabileceği duyuruldu, İslam hukukuna göre yargılanmadılar, ibadetlerini özgürce sürdürdüler ancak ata binmeleri, silah taşımaları ve askerlik yapmaları yasaklandı.
  • 1461'de II. Mehmed tarafından Ermeni Patrikhanesi kuruldu.
  • Yahudilere de haklar tanındı.
  • Padişahın koruyucu tutumu sayesinde Ayasofya tahrip edilmedi, daha sonra Ayasofya'nın camiye çevrilmesi sebebiyle mozaiklerinin sökülmesi icap etti ancak sultanın emriyle mozaikler sökülmeyerek kireçle kaplandı.
  • 1847-1849 arası tamiratta Bizans mozaiklerinin korunmuş olduğu görüldü. Çan kuleleri yıkılmadı, geçici olarak ahşap minareler eklendi. Günümüzdeki minareler II. Selim zamanında inşa edilmiştir.
  • Ayasofya'yla beraber çok sayıda kilise ve manastır camiye ve medreseye çevrildi.
  • Medreselerde eğitim vermeleri ve bilim çalışmaları yapmaları için Semerkant, Bağdat, Kahire, Şam, Buhara gibi şehirlerden âlimler davet edildi.
  • İstanbul'da Osmanlı hâkimiyetinin başlamasıyla beraber, demografik yapı da ciddi değişime uğradı. Şehir fethedildiğinde nüfusunun 30 ilâ 40 bin arasında olduğu tahmin edilmektedir. Başta sanatkârlar olmak üzere birçok insanın İstanbul'a iskân edilmesi emredildi; gönüllü gelenlerin istedikleri mülke sahip olabileceği duyurusundan sonra birçok insan şehre yerleşti. Bunun haricinde isyan tehlikelerinin olduğu Konya, Karaman ve Aksaray yörelerinden de mecburi iskân yapılmıştır.
  • İstanbul çevresindeki tarım arazilerinin işlenmesi için Avrupa'da esir alınan insanlar getirildi.

Dünya Tarihi Açısından

  • 1000 yıllık Bizans devleti sona erdi.
  • İstanbul’un fethi Orta Çağ’ın sonu, Yeni Çağ’ın başlangıcı kabul edildi.
  • Fetihten sonra İtalya’ya giden Bizans bilginleri Rönesans hareketinin başlamasında etkili olmuşlardır.
  • Avrupa ülkeleri İstanbul’da ilk sürekli elçilikler kurmaya başladılar.
  • Ortodokslar koruma altına alınarak Avrupa’nın dini birliği önlendi.
  • Karadeniz ticaret yolunun Osmanlı Devleti’nin eline geçmesi üzerine Batı Avrupa kıyısın­daki devletlerin açık denizlere çıkarak yeni yollar aramaları Coğrafi Keşiflerin başlamasında etkili oldu.
  • İstanbul’un fethinden sonra buradan ayrılan bilim adamları İtalya’ya yerleşerek Avrupa’da Rönesans‘ın başlamasında etkili oldular.
  • İstanbul’un fethiyle kale ve surların top gülleleriyle yıkılabileceği anlaşıldı. Bu gelişme, Avrupa’da feodalite (derebeylik) rejiminin yıkılmasında ve mutlak krallıkların güçlenmesinde etkili oldu.
  • Fatih Sultan Mehmet, İstanbul’u fethettikten sonra Kayser-i Rûm unvanını, başka bir deyişle Roma İmparatoru unvanını almıştır.
  • Basılan yeni paralarda da Yunanca olarak "Bizans İmparatoru" unvanını kullanmıştır.
  • II. Mehmet kendisini Roma İmparatoru olarak görmekte ve devletini de Roma İmparatorluğu'nun varisi saymaktaydı.
  • Bu ideal doğrultusunda İstanbul'dan sonraki ikinci hedefi de Roma şehriydi.
Şehir düşerken İmparator Konstantin'e ne olduğu konusunda kesin bilgi bulunmamaktadır. Kaynakların çoğunluğu Konstantin'in savaşırken yüzünden ve sırtından aldığı kılıç darbeleriyle öldürüldüğünü belirtmektedir. Kaçışan askerlerin altında ezilerek öldüğü, kaçma fırsatı bulduğu fakat kendini astığı, kesik başının Megadük Notaras tarafından tanındığı ve diğer Müslüman ülkelere gönderildiğide iddialar arasındadır.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

TYT- Türk Dili Ve Edebiyatı; Anlatım Biçimleri ve Düşünceyi Geliştirme Yolları

  Düşünceyi Geliştirme Yolları Makale, deneme, sohbet gibi düşünce yazılarında yazar, söylediklerini inandırıcı kılmak, kanıtlamak, söylediklerinin daha iyi anlaşılmasını sağlamak için bir takım teknikler kullanır. Bu tekniklere  düşünceyi geliştirme yolları  denir. Tanımlama Bir kavramı, değişmez nitelikleriyle betimleme tekniğidir. Varlığın ya da kavramın ayırt edici özelliğin söylemektir. "Bu nedir?" sorusunun yanıtı olmalıdır. Örneğin "Düşünceyi geliştirme yolları, yazarın söylediklerini inandırıcı kılmak, kanıtlamak ve metnin daha iyi anlaşılmasını sağlamak için kullandığı tekniklerdir" cümlesi bir tanımdır ve düşünceyi geliştirme yollarını tanımlamaktadır. Örnekleme Yeterince anlaşılmayan, soyut kalan görüşlere, düşücelere somutluk, görünürlük kazandırmak amacı ile başvurulan bir tekniktir. İnandırıcı olmak amacı da vardır. Örnekleme, genelin içinden bir veya daha fazla özel belirterek yapılır. Örneğin "Bazı hayvanlar da insanlar gibi ileriyi düşünür. Kar

11. Sınıf Edebiyat - Cumhuriyet Dönemi'nde Hikaye

Cumhuriyet Döneminde Hikaye, Kısaca Özet İlk örneklerinin Tanzimat Dönemi'nde verildiği, Serveti Fünun'da daha başarılı örnekleri verilen Milli Edebiyat'ta sade belli bir olgunluğa ulaşan hikaye türü, Cumhuriyet Dönemi'nde nitelik ve nicelik bakımından gelişme göstermiştir. Cumhuriyet Dönemi edebiyatında eserlerin dili sadedir. Cumhuriyet Dönemi'nde hikayeyi özet olarak 6 bölümde işleyebiliriz. 1930-1940'lı Yıllar; temsilciler ve yazarlar sanatın toplum üzerindeki etkisini savunurlar, gerçekçi ve gözleme dayalı eserler verilir. Sait Faik Abasıyanık öyküde serim, düğüm, çözüm bölümlerini kaldırır. Realizmin etkileri gözlenir. Maupassant (olay hikayesi) tarzının yanı sıra Çehov tarzı (durum hikayesi) hikayeler de yazılmıştır. 1940'lı Yıllar; ikinci dünya savaşı sonrası toplumda ahlaki sorunlar başlamıştır, toplumsal konular çeşitlenir. 1950'li Yıllar; psikolojik, birey merkezli anı türünde öyküler yazılır; işçi, köylü, kenar mahallelerde yaşayan insanların